Yazarımız Y. Yeniçerioğlu'nun TES Eski Genel Başlanı Ş. Özcan ile İLKSAN Seçimleri İle İlgili Röportajı
Yazarımız Sayın Yaşar Yeniçeri haber merkezimize yolladığı röportajı:
"Sayın okuyucularım;
9-10 Eylül 2023 tarihlerinde İLKSAN Genel Kurulu Antalya’da yapıldı. Genel kurulda ya şananlardan, sosyal medyadan okuduğum kadarıyla haberliyim. Uzun yıllar MEB merkez teşkilatında çalışmam ve memur sendikacılığı da yapmam sebebiyle İLKSAN’la ilgili, geçmişte yaşanan konuları, olayları, gelişmeleri -az da olsa- biliyorum.
18 Haziran 1992’de Türk Eğitim-Sen’i 31 kişiyle birlikte kurmuştuk. İlk toplantıda tanıştığım kurucu Genel Başkanımız Şuayip Özcan’la dostluğumuz bugüne kadar devam etti. Sendika başkanı olması sebebiyle kendisi, İLKSAN’la ilgili her konunun ve olayın içinde olmuştur. Şuayip beyle hem geçmişi hatırlamak hem de yaşananları değerlendirmek amacıyla telefon görüşmesi yaptım. Çünkü sayın Başkan, Ankara dışında yaşıyor ve birkaç dostu ile irtibatını sürdürüyor. Kendisinin ifadesiyle “olaylardan ve kişilerden uzak kafasını dinliyor.”
Sayın Şuayip Özcan’la İLKSAN konusunda yaptığım telefon görüşmesi (röportaj) aşağıdadır:
Y.Yeniçerioğlu: Merhaba başkanım, nasılsınız, iyi misiniz?
Ş.Özcan: Sağ olun Yaşar bey. Bazı sıkıntılarım olsa da bugünüme şükürler olsun. Sizler nasılsınız?
Y.Yeniçerioğlu: Ben de iyiyim. Malum bir ay önce yüz yüze görüşmüştük. Birçok konuda değerlendirme yapmıştık ama genel kurulun yapılacağına dair bilgim olmadığı için İLKSAN'daki gelişmelerle ilgili istişaremiz olmamıştı. Sizin, 9 Eylül'de yapılan İLKSAN genel kurulu ile ilgili bilginiz oldu mu?
Ş.Özcan: Emeklilikten sonra -birkaç kişi hariç- kimseyle ve kuruluşlarla irtibatım kalmadığı için olanlarla ve yaşananlarla ilgili pek haberim olmuyor. Hayırdır, ne olmuş?
Y.Yeniçerioğlu: Genel kurul çok gergin geçmiş, hatta divanı Eğitim Bir-Sen ile Eğitim-Sen’in ortak listesi kazanmış. Seçim sonunda da Eğitim Bir-Sen’li bir delege Türk Eğitim-Sen listesini delip yönetim kurulu üyeliğine seçilmiş.
Ş.Özcan: Şaşırdım! Öyle mi olmuş? Konuyla ilgili bilgim yoktu, şimdi senden öğrendim.
Y.Yeniçerioğlu: Evet. Genel kurul bayağı tartışmalı geçmiş. Aslında ben sizinle, sandığın geçmişiyle ve geçmişte yaşananlarla ilgili bir değerlendirme yapmak istiyorum. Olur mu?
Ş.Özcan: Neden olmasın. Böylece ben de geçmişi yad etmiş olurum.
Y.Yeniçerioğlu: 13 Ocak 1943 tarihinde ilkokul öğretmenlerinden hastalananlara, evlenenlere, doğum yapanlara karşılıksız yardımda bulunmak; dinlenme, konaklama, giyim, gıda konularındaki ihtiyaçları ucuza karşılamak; ihtiyaç halinde ikraz vermek üzere kurulan sandığın, geçmişinden ve bugününden biraz bilgi verir misiniz?
Ş.Özcan: Anastatüsüne bakıldığında, öğretmenin lehine işler yapan bir kuruluş olarak 1960 yılına kadar halisane gelinmiş. Bu tarihten sonra yönetime gelenler, maalesef bu kuruluşu sol ideolojilerin arpalığına dönüştürmüşler. Tüm bu bilgi ve belgeleri Türk Eğitim-Sen delegelerinin yönetime gelmesi sonrasında öğrenmiş bulunduk. Dahası bu örgütlerin dışında göreve getirilen kayyumlar da arpalık gibi devam ettirmişler.
Y.Yeniçerioğlu: Başkanım konuyu biraz açar mısınız?
Ş.Özcan: Sayın Yeniçerioğlu. Sizin de malûmunuz olduğu üzere bir avuç idealist eğitimci ile bir araya gelerek Türk Eğitim-Sen’i kurduk. Tabii ki, Sendikacılığın yasal zemini olmadığı için işleri amatörce yürüttük. Sendikaya üye kaydı, yeni şubeler açma, üyelerin haklarının savunulması, yasalaştırma mücadelesi devam ederken İLKSAN genel kurulu yapıldı. Genel kurul sonucu, bizimle ideallerinin aynı olduğunu söyleyenler yönetime gelmişti.
Bunlar, İLKSAN Statüsü gereği başta Ankara olmak üzere mağazalar açıyor, basın-yayın işine giriyor, araç alım-satımı yapıyor, dinlenme tesisleri açıyor, arsalar alıyorlardı. İhaleler, siyasilere verilmiş, arsalar gazete patronlarına peşkeş çekmiş. Devrin Başbakanı “verdimse ben verdim” demiş. Ayyuka çıkan bu yolsuzluklar karşısında, mevcut yönetim görevden alınıp yerine kayyum atanmış.
Y.Yeniçerioğlu: Haklısınız. O zamanlar ortalıkta dolaşan dedikoduların doğruluğunu, kayyum sonrası belgelerden, İLKSAN çalışanlarından ve müfettişlerden teyit ettiriyorduk.
Ş.Özcan: Tabii ki, bir öğretmen kuruluşu olan sandığın bu hale gelmesi idealist bir sendika olarak hem üyelerimizi ve hem de yöneticiler olarak bizleri ziyadesiyle üzmüştü.
Kayyumun görevi devretmesi gereken 1993 genel kurulunda, seçimlerde üyelerimiz adına müdahil olmaya karar verdik. Bu kararımız üzerine sendika yönetimine ve şahsıma karşı baskı ve tehditler arttı. Tehditlerle sonuç alamayacaklarını gören siyasiler ve eski yöneticiler, işi rüşvet teklifine kadar götürdüler.
Genel kurulun açılışını yapmak üzere gelmesi gereken Ekrem bey gelmeyerek yerine yardımcısı Kamil beyi gönderdi. Genel Kurul açıldığında divanı Türk Eğitim-Sen delegelerinin kazanması üzerine İLKSAN, Bakan emriyle tekrar kayyuma devredildi.
Y.Yeniçerioğlu: 1996 yılındaki genel kurulda neler yaşandı? Gerçi hep birlikteydik ama…
Ş.Özcan: Kayyumun bırakması sonucu 1996 yılında Sendika olarak kurula müdahil olduk. Kendi delegelerimizle yaptığımız istişareler sonucu yönetime seçilmesini istediğimiz adaylarımızı belirleyerek Kahramanmaraş delegesi Ökkeş beyi delegeleri yönlendirmek üzere görevlendirdik. Delegelerimizden de her türlü tahriklere karşı duyarlı davranmalarını istirham ettik. Böyle bir tavır beklemeyen İLKSAN’dan nemalananlarla karşı sendikalar tahrik ve tacizlerine devam ettiler.
Y.Yeniçerioğlu: Sanıyorum liste, 2017 yılında vefat eden, 1980 öncesi Bakanlıkta göreve başlayıp sonra Denizli-Çivril İlçe Milli Eğitim Müdürü olan Bekir Ongun başkanlığında oluşmuştu.
Ş.Özcan: Evet. Allah rahmet eylesin. İLKSAN’ı temize çıkarmak için çok emek sarf etti. Bugün yetkili sendika olan Eğitim Bir-Sen, o günlerde çok az üyeye sahip olması nedeniyle yönetime gelemeyeceğini bildiği için “İLKSAN kapatılsın” kampanyası yürütüyordu. Yarış ise geçmişte İLKSAN’ı yöneten ideolojik kuruluşların oluşturduğu Eğitim-Sen ile idealist bir kuruluş olan Türk Eğitim-Sen delegeleri arasında geçiyordu. Genel kurul öncesi ve genel kurul günü, içten ve dıştan yapılan müdahalelerin yanı sıra yalan-dolan, tezvirat, taciz ve fitneye rağmen, uykusuz geçen bir gecenin ardından seçimi Türk Eğitim-Sen delegelerinin oluşturduğu liste kazandı. Ancak, yönetim kurulu üye listesine alınmayan bir delegemizin yanlışı yüzünden bir Eğitim-Sen’li üye yönetime girdi.
Göreve gelen yeni yönetim ile sendika, işbirliği içerisinde kaybolan arabaları buldu, teslim edilmeyen arabaları teslim etti, eski yönetimden kalan borçları kısa zamanda ödedi, aldığı kararlarla üyelere yeni haklar sağladı.
Y.Yeniçerioğlu: Daha sonraki yıllarda da bu grupların baskıları devam ediyordu değil mi? Biraz da onlardan bahseder misin?
Ş.Özcan: Genel kurul sonrası ve genel kurul dönemlerinde Sendika ve İLKSAN yönetim kurulu üyelerini birbirlerine düşürmeye çalışıyorlardı. Sendikanın aldığı tedbirler ve izlediği yöntemler sayesinde, baskı grupları etkili olamadı.
Y.Yeniçerioğlu: Benim de vâkıf olduğum konular. Sadece okuyucuların bilmesi açısından daha sonraki genel kurulların nasıl geçtiği hakkında da bilgi verir misiniz?
Ş.Özcan: Sonraki zamanlarda yapılan genel kurullardaki sıkıntımız, bazı çevrelerin sendika başkanına yönelik baskı ve yıldırma oyunlarıydı. Delegenin seçim şekli, yönetim listesini oluşturma usulleri, İLKSAN delegeleri tarafından kabul gördüğü için, sonraki yıllarda yapılan delege seçimlerinde de Türk Eğitim-Sen’e bağlı delegelerin çoğunluğu sağlaması sonucu genel kurullarda pek sorun yaşanmadı.
Burada, haklarını teslim etmek açısından şunu da söylemem lazım: Sendikamız şubeleri her temsilci (delege) seçiminde çok yoğun çalışıyorlardı. Başarı, bizden daha çok onlarındır.
Ancak genel kurul için yönetim seçimi ve delege üzerinde oluşturulan sevgi bağını kırmak amacıyla bir kısım çıkar grupları şahsıma baskı yapmaya yöneldi. İstanbul’daki arsa alınırken mafya gönderilmesi, sendika genel kurulunda delegeye -isim verilerek- aday gösterilmememin istenmesi, İLKSAN bürokratlarının değiştirilmesinin ve yerlerine verecekleri isimlerin atanmasının istenmesi, bunların yapılmaması halinde şahsımın ve ailemin zarar göreceği, sendika başkanlığından istifa etmemi, yoksa devrileceğimi ve benzeri baskılarla geçen zamanlar… Tüm bunlara rağmen İLKSAN temel işlevine döndürülmüş, saygın bir kurum haline getirilmiş, üyeleri adına hayırlı ve yararlı işler yaptırılmıştır.
Y.Yeniçerioğlu: Bir de son seçimde İLKSAN yönetimine üye sokan Eğitim Bir-Sen’e ne dersiniz?
Ş.Özcan: Bir kişi yönetime girmiş, hayırlı olsun. Biz, bir yerlere karşı mücadele verirken, onlar “İLKSAN kapatılsın” propagandası yapıyorlardı. Her konuda olduğu gibi İLKSAN konusunda da iki yüzlü davranıyorlar. “Böylesine devasa kuruluşta rant vardır” diye geçmişteki söylemlerini terk edip herhalde yeni rota belirlemişlerdir. Eski başkanları iktidar milletvekili olmasına ve çoğunluğa sahip olmalarına rağmen, savundukları fikirlerini gerçekleştirmek için bir kanun teklifi dahi vermemişlerdir. Demek ki hedefledikleri bir amaçları var!..
Y.Yeniçerioğlu: Şunu da sormak istiyorum: 1996 yılındaki genel kurulda da Eğitim-Sen bir kişiyi sokmuştu. Şimdi de Eğitim Bir-Sen’li bir kişi yönetime girmiş, ne olacak ki?..
Ş.Özcan: Bugün yönetime üye sokmakla 1996’da yönetime üye sokmak farklı. Biz, o zaman Türk Eğitim-Sen olarak İLKSAN’ı kazanmak için mücadele etmiştik. Bugün kaybetmemek için mücadele veriliyor; kaybetme endişesi var. Anlamları çok farklı… Karşıdaki sendika iktidara yakın ve yetkili sendika… Bence, sendikamız yönetiminin özgür iradeleri ile hareket edip söylem ve eylemlerini daha etkili yapmaları gerekiyor. Türk Eğitim-Sen’i büyütmenin yolu budur!..
Y.Yeniçerioğlu: Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ş.Özcan: Öncelikle teşekkür ederim. Bir de yöneticilerimize tavsiyem olacaktır: Kurucusu olduğumuz Türk Eğitim-Sen’in, iktidarın destekçisi gibi bir görüntü vermesi, gelecekte çok daha büyük kayıpların yaşanmasına sebep olabilir. Sendikanın yetkiyi kaybetmesi, sendikadan yeni bir sendikanın çıkması, İLKSAN’da yönetim listesinin delinmesi, bunlar hep gelecekle ilgili birer göstergedir.
Y.Yeniçerioğlu: Çok teşekkür ederim başkanım. Sağ olun…" gibidir.
Kamudannethaber.com