Devlet okulunun ihtiyacını veliler karşılıyor! MEB'in bütçesi nerede?
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Kayıt parası alınması asla ve kat’a mümkün değil.” dediği devlet okullarında “bağış” adı altında istenen kayıt paraları 100 bin liraya dayandı. KARAR’a konuşan ekonomist Uğur Emek, “Türkiye OECD ülkeleri arasında ilköğretime ayırdığı bütçeyle sondan üçüncü, liselerde ise sondan ikinci. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi artırılmalı.” dedi.
SEDA İNCİRKUŞ
25 bin lira, 50 bin lira, 100 bin lira… Devlet okulu kayıt fiyatları her eğitim-öğretim döneminde biraz daha tırmanıyor. İstanbul’da bir ortaokulda, 5. sınıfa başlayan öğrencilerden ingilizce ağırlıklı ek kaynak kitaplar için 10 bin lira, kayıt için 15 bin lira olmak üzere 25 bin lira alındı. Parayı ödemeyen öğrenciler, kayıtlarının yapılmamasıyla tehdit edildi. Yine İstanbul’da bir devlet okulu idaresi, ilköğretim 1. sınıfa başlayan öğrenciler için 100 bin lira kayıt parası istedi. Veliler “bağış” olarak okulun banka hesabına gönderdikleri tutarı pazarlıkla indirebildi. Kimisi 80 bin lira ödedi, kimisi 50 bin lira.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 9 Eylül’de yeni eğitim-öğretim yılı açılışını yaparken, “Okul müdürü hangi gerekçeyle kimden kayıt ücreti isteyebilir? Asla ve kat’a kayıt parası, kayıt ücreti ya da sınıf şube seçimi gibi konularla ilgili ilgili olarak okul yöneticilerimizin böyle bir şey alması mümkün değil. Diğerleri ile ilgili alanlar varsa da gereğini biz zaten yapıyoruz.” demişti. Velilerin ödediği tutarlar ise durumun hiç de Bakan Tekin’in dediği gibi olmadığını gözler önüne serdi. Okul idarelerinin resmi evrakla aldıkları ödeme işlemleri eğitim sisteminin yeni normali oldu.
‘TÜRKİYE EĞİTİME AYRILAN BÜTÇEDE SON SIRALARDA’
Bakan Yusuf Tekin, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nda en büyük payın bu yıl da eğitime ayrıldığını söylemiş, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin 38 milyar 294 milyon dolara çıkarıldığını kaydetmişti.
Eski Devlet Planlama Teşkilatı Uzmanı ve KARAR yazarı Uğur Emek, MEB’in bütçesinin yetersiz olduğunu şu sözlerle ifade etti:
“Var olan devlet yollarının yanına otoyol yapıyorlar. Türkiye bu kadar zengin değil. Bu bir öncelik, tercih meselesi. Türkiye OECD ülkeleri arasında ilköğretime ayırdığı bütçeyle sondan üçüncü. Türkiye’den sonra Romanya ve Meksika geliyor. Liselere ayrılan bütçede ise sondan ikinci. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi artırılmalı. Alınan bağışlardan belli bu. Okullarda kırtasiye ödemesini veliler yapıyor. Ben de kayıtta bağış yaptım, okula kırtasiye desteği de sağladık.”
OKUL İHTİYAÇLARINI VELİLER KARŞILIYOR
Veliler ücretsiz eğitim hakkı olduğunu hatırlatarak neden devlet okuluna “bağış” yapmak zorunda olduklarını sorduklarında, temizlik görevlilerinin maaşları, tuvalet kağıdı gibi hijyen malzemelerinin buradan karşılandığı cevabını alıyor. Zaten velilerden istenen yalnızca kayıt parası da değil. Para alınmayan durumlarda fotokopi kağıdı, şeffaf dosya, posta pulu gibi okul ihtiyaçları velilerden talep ediliyor.
İstanbul’da ortaokula giden çocuğunu devlet okuluna yazdıran bir veli, okulun çok kirli olduğunu, kendilerinden ıslak mendil, kağıt havlu gibi temizlik malzemeleri istendiğini ifade etti. Sınıf öğretmeninin velilere ilettiğine göre önce ilk 5 öğrenci gerekli malzemeleri alacak. Malzemeler bittikçe diğer öğrenciler 5’erli gruplar halinde malzemeleri yenileyecek.
Bursa’da bir devlet lisesinde 5 top fotokopi kağıdı, 100 TL'lik posta pulu, 1 paket 100'lük şeffaf dosya, 1 paket 50'lik mavi telli dosya istendi. Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası’na ulaşan bir veli, “Ya bunları alın ya da 1000 lira kırtasiye parası verin, dediler. 1000 lira da bağış istediler. 2000 lira verdik. Başta makbuz vermek istemediler, biz isteyince verdiler.” dedi.
Giresun’da bir veli, yeğeninin gittiği devlet okulunda okul müdürünün temizlik görevlisi yetersizliğini gerekçe göstererek, “Temizlik görevlileri tuvalet temizliği ve taşıma gibi ağır işleri yapacak. Sizler de sınıflarınızı temiz bırakmaya özen gösterin.” dediğini aktardı. 1. sınıfa başlayan çocuğu için ise kayıt sırasında, “Devlet ek kaynak kitap almamızı yasakladı.” diyerek 1 top fotokopi kağıdı istediklerini söyledi.
Konuyla ilgili KARAR’a konuşan bir eğitimci, “Milli eğitimin verdiği bütçenin okulları geçindirecek düzeyde olduğunu düşünmüyorum. Okullar fazladan eleman çalıştırıyor. Onların maaşlarının ödenmesi gerekiyor. Özellikle temizlik konusunda çok gider var. Okulların biraz da veli desteğiyle dönmesi gerekiyor ama 100 bin lira gibi bir talep çok uçuk.” dedi.
ÖĞRETMENDEN VE PERSONELDEN TASARRUF
Okullardaki bir diğer uygulama ise İşgücü Uyum Programı projesi oldu. İŞKUR'un “İşgücü Uyum Programı” kapsamındaki ilk iş birliği Millî Eğitim Bakanlığı ile yapıldı. Buna göre, okullarda görevlendirilecek olan temizlik personeli ilk dört haftada haftalık 5 gün, sonraki haftalarda haftalık 3 gün çalışacak. Okul ortamı hijyeni konusunda kaygı uyandıran bu uygulama bir yandan da güvencesiz çalışma koşulları içeriyor çünkü bu personele günlük 566,73 lira “cep harçlığı” ödenecek. Genel sağlık sigortası haricinde devletçe verilen prim ve işverenden kesilen primler ise ödenmeyecek.
Kaldı ki devlet okullarındaki bu “tasarruflu” gidişat öğretmen istihdamında da kendini gösteriyor. Türk Eğitim-Sen'in 71 il valiliğinden aldığı verilere göre 2023 yılı itibarıyla MEB'e bağlı kurumlarda 66 bin 780 ücretli öğretmen çalışıyor. Bu yıl da yeni ücretli öğretmenler görevlerine başladı ancak söz verilen 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması hâlâ yapılmadı. Ücretli öğretmenlikte maaşlar, haftalık ders saati üzerinden belirleniyor. Bu sene haftalık 20 saat derse giren bir öğretmen 13 bin 250 lira, 24 saat derse giren öğretmenler 15 bin 750 lira, 30 saat derse giren öğretmenler ise 19 bin 250 lira maaş alacak.