Okullar açılıncaya kadar veliler gereken stresi yaşasa da, çocuklar hangi okula kayıt olacağını ve ne okuyacağını bilmese de, milyonlarca çocuğumuz bu hafta sınıfları doldurarak 2014-2015 eğitim- öğretim yılana başladılar. Okula başlamak tabi ki sorunların bittiği anlamına gelmiyor. Yavrularımızı neyin beklediğini bilmediğimiz bir sürecin de ayrıca başlangıcını oluşturmaktadır.
Yetkililerimiz her zaman olduğu gibi okulların açılmasıyla birlikte kutlanan ilköğretim haftasının kutlanmasında da hamasi nutuklar atmaya devam edeceklerdir. Hiçbir zaman gerçekleştirilmeyen bu nutuklarında büyük yatırımı eğitime yaptıklarını, iş başına ehil insanlar getirerek eğitimde köklü değişiklilere imza attıklarını ve yaptıkları projelerle eğitim alanında şaşkınlıklar yarattıklarını söyleyeceklerdir. Hâlbuki sorunlar kartopu misali büyüyerek devam etmektedir. O yandaş medya kuruluşları söylenen yalanlara bin daha katarak, olayları altın sırmalı bohçalara sarıp sarmalayarak sunmaları bile olayları kapatmaya yetmeyecektir.
Mevzuatın basitleştirildiği, işin başında alanın uzmanlarının olduğu, dindar gençlik yetiştireceklerini, çalışanların daha verimli olmaları için büyük çabalar sarf edildiğini halka ballandıra ballandıra anlatmakta bir mahsur görmeyeceklerdir.
Tüm bu söylemlere rağmen, çocukların hangi okullara kayıt yaptıracaklarını, kilometrelerce uzağa nasıl gidip gelecekleri bir muammayı andırmaktadır. Velilerin elinde çizelgelerle okul okul gezmeleri, yol masraflarının üçe beşe katlamasıyla birlikte bellerinin büküleceği hiçte çağdaş bir eğitimin gereği değildir.
Yüz binlerce çocuğun suç işlemesi, bir o kadarının okulda olması gerekirken sokakta yaşaması, on binlercesinin okulunu terk ederek terör örgütlerine katılmaları, çocukları özel okullara gitmeye mecbur bırakmak ve terör örgütünün çocukları kaçırmalarına engel olmama eğitimde çağ atlamak anlamına gelmemektedir.
Okullarda çeteleşmenin önünün alınmaması, disiplinsizliği teşvik ederek kurulu düzenin bozulmasının sağlanmaması, ehil kişi denen eğitimden bihaber kişilerin bugün değiştirdiği mevzuatı yarın yeniden değiştirmesi, bir makamdan üç beş kişiye ücret ödenmesi ve çocukların kobay olarak kullanılması mı eğitimde devrim sayılmamalıdır.
Okullarda uyuşturucu kullanımının ilkokul seviyesine kadar inerek hızla yayılması sonucu ölümlerin başlaması, okul bahçelerindeki bayrakların gönderden indirilerek yakılması, Atatürk büstlerinin yerlerinden sökülerek parçalanması eğitim kurumlarına olan güvenin bitmesidir.
Program değişikliği ile birçok milli konuların kitaplardan çıkarılması, andımızın kaldırılarak Türküm demenin yasaklanması, ders saatlerinin çoğaltılarak sabah ezanıyla gidilip akşam ezanıyla dönerken tacizlerin yaşanması, yandaşların görevlere getirilerek çalışanları bizimki ve ötekiler diyerek ayrıştırması mı eğitimde eşitliği getirmemektedir.
Yaptığınız projelerden hangisini gerçekleştirdiniz? Yılda kaç gün çocuklar süt içirebildiniz? Fatih projesinden kaç öğrenciye tablet verdiniz? Çocukları okullu yapmak adına harcadığınız milyonlarca paraya rağmen kaç kişiyi okullu yaptınız? Okulda olması gereken kızların evlendirilmesini önleyebildiniz mi? Uluslar arası yarışmalarda hiç başarı elde edebildiniz mi? İşte sizin eğitimde ileri anlayışınız bundan ibarettir.
Öğretmenler ne iş yapıyor yatıyorlar, üstüne üstelik dört ay tatil yapıyorlar diyerek motivasyonlarıyla oynamak, kazanılmış haklarını ellerinden alarak diz çöktürmeye çalışmak, enflasyon gerçeklerde aya çıkmışken insanları buçuklu maaş artışlarıyla açlığa mahkûm etmek ve yetmedi bir de rotasyon getiriyim de görsünler diyerek çalışmalar başlatmak sizin verimlilik anlayışınızı göstermektedir.
Çıkarılan bir yasanın muallâklığından faydalanarak hazırlanan bir yönetmelikle müdürleri oylattırıyoruz diyerek, yandaşın olmayan yedi bin müdürü görevden almak, bunları kendi okullarında görevlendirerek onurlarıyla oynamak, boşalan kadroları mülakat yaparak mevzuattan bihaber üç günlük yandaş öğretmenlerinizi atayarak doldurmak adalet anlayışınızın dışa yansımasıdır.
Ekranlara çıkarak eğitimci olmayanları kandırmaya yönelik propagandalarınızla milleti uyutabilirsiniz. Eğitimin “e” sini bilmeyen birini bakan atayarak yukarıdan gelen emirleri uygulatabilirsiniz. Siz çocuklarınızı yurt dışında okuttuğunuz için bu sorunları yaşamamışta olabilirsiz. Ancak vatandaş inim inim inlemektedir. Siz o kıl olanlara bakarsanız, bir gün o kıllar kıl dönmesinden dolayı ne olduğunu anlayacaklardır.
Her şeye rağmen Türk çocuğu zekidir. Türk öğretmeni fedakârdır. Türk insanı sabırlıdır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen başarı için koşulacaktır. 2014-2015 eğitim-öğretim yılı öğrencisi, öğretmeni ile birlikte yüce milletimize hayırlı olsun. Allah büyüktür. Yapılanların hesabı elbet bir gün sorulacaktır.